Hoş geldiniz. Sefalar getirdiniz.

Bizden de: Çam sakızı çoban armağanı...!

29 Temmuz 2023 Cumartesi

İklim değişikliği yada küresel ısınma



Aşırı sıcakları sera gazlarına bağlıyorlar. (Evet sera gazlarının etkisi vardır. Bunu gözlerimle gördüm. Bursa'ya doğal gaz gelmeden önce hava kirliliği o kadar fazlaydı ki, Ulu dağa teleferikle çıkarken gözlenebiliyordu. Belirli seviyeyi geçince sarı bir hava tabakası Bursa'nın üzerini örtmüş görüyordum. Bu tabakanın altında sıcaktan terliyor, üstünde ise soğuktan donuyordum. Doğal gaz bağlandıktan sonra bu sarı hava tabakası kayboldu. İşte bu sera gazı etkisiydi.) 
Aşırı sıcaklar, galiba daha büyük bir şey. Bence daha çok güneşteki kimyasal reaksiyon değişikliğine bağlı. 10 sene önce Antalyalıları Atilla buraya getirdiği yıl aynı şekilde aşırı sıcaklar olmuştu.
Dün burada 39 derece idi piştik, bu gün üşüyorum. Burada hava kirliliği de yok.
Güneşteki aşırı fisyonik reaksiyonlar (küçük atomların birleşip daha büyük atomun meydana gelmesi yani iki hidrojen atomunun birleşip bir helyum atomu meydana getirmesi. Bunun tersi nükleer reaksiyon oluyor. Bilim bu reaksiyonu gerçekleştirmeye çalışıyor. Henüz verim elde edilemedi.) güneş patlamalarına neden oluyor. Bu da güneşin mevcut enerjisini artırıp çevresinin aşırı ısınmasına sebep oluyor.
Aşırı sıcaklık denizlerin ısınıp buharlaşmasına. Buda aşırı yağışlara neden oluyor.
Son günlerde en çok dillendirilen şey küresel ısınma ve 2023 yılının son yıllarda yaşanan en sıcak yıl olduğu, aşırı yağışlar nedeniyle Pakistan ve Libya'da meydana gelen sel baskınlarında büyük sayıda can kayıplarının meydana gelmesi.
Çocukluğumda yaptığım gözlemlerde dünyadaki iklimin standart olmadığı ve meydana gelen değişliklerdi. Ama bu kimsenin dikkatini çekmiyordu.
İlk ve Orta okul yıllarında okular açıldığı zamanda biz köyde lazutları (Mısırları) keserdik lazutların çalaları (Gövdeleri) kesim zamanında iyice sararıp solardı. Orta okul yıllarında sararma giderek azalırdı. Lise yıllarında aynı zamanda kestiğimiz lazutların çalaları yeşil kalırdı. Bu da iklim değişikliğini gösteriyor. Yani lise yıllarında ilk ve orta okul yıllarına göre havalar daha soğuk geçmiş.
Şimdi haklı olarak soracaksınız neden lazutların sararmasını beklemeden yeşilken kesiyordunuz.
Yeşilken kesince bütün ürün olgunlaşmıyor, çiğ kalıyor. Mısırı ayıklarken her gün bir kazan çiğ mısır pişirirdik. 
Çocuklar hayvanları otlattığından, okullar açılınca bu iş gücü kayboluyor. Lazutları kesince hayvanlar serbest bırakılıyor. Kimsenin göz kulak olmasına gerek kalmıyor.
 Küresel ısınma geçmişte de yaşanmış. Kuraklıklara neden olmuş. 
Tam evlere yakın bizim arazinin ortasındaki büyük çayır, neden Şahinlerin eline geçmiş. Evleri kayanın eteklerinde olduğu halde gelip bizim kucağımıza yerleşmişler. 
Ninemin anlattığına göre büyük bir kuraklık olmuş insanlar yiyecek bir şey bulamadıklarından süpürge tohumu yemişler. 
Büyük çayır, bir kazan süpürge tohumu ve bir tosun karşılığı Şahinlere satmışlar. Ben çocukken çayırı biçip otunu paylaşıyolardi. Merdan ve kardeşi Vezir kayanın eteğinden gelip oraya ev yaptılar. Galiba diğer ortaklardan hissede almışlar. 
Mısırlılarla Kadeş savaşı sonunda anlaşma yapan, maddeleri yazılı kaynaklara geçen Hititler, birden bire tarih sahnesinden kayboluyor. 
Uzmanlar nedenini Küresel ısınma ve kuraklığa bağlıyor. 
Nil vadisinde ve Dicle Fırat vadisindeki (Mezopotamya) uygarlıkları bu nehirler sayesinde kuraklığı atlatıp hayatta kalıyor. Ama böyle imkanı olmayan Çorum merkezli Hititler tarih sahnesinden siliniyor. 
Hep kafamı kurcalayan bir sorun var; Büyük patlama (Big bang)
Bu teori evrenin genişlediği varsayımına dayanıyor. Eğer evren genişliyorsa bunun bir başlangıç noktası vardır. Bu da büyük patlamadır. 
Böyle bir şeyin olabileceği aklıma yatmıyor. Bu din kitaplarının uydurduğu Tanrı yarattı kavramına bir atıfta bulunmaya benziyor. 
Belki de genel dünya inancıyla ters düşmemek için uydurulmuş  bir şeydir.

Stephan Hawkins bir yazısında bu Vatkanı ürkütmeme ye sebep olmuştur. Demişti.
Başka bir yazısında evrenin çalışması için Tanrı’ya ihtiyaç yoktur demişti.


11 Temmuz 2023 Salı

Ruh ve Tanrı Kavramları


 Bambuya tırmanan azimli fasulye.
Atilla: Minareyi geçmiş 😁

Minareyi kimse geçemez.
O tanrıya doğru yükseliyor. Sadece görüntü minare üzerine düşmüş.
İlk minare benzerini antik mısırlılar yapmışlar. Obelisk,


 tepesine düşen Güneş ışınları üzerindeki hiyeroglif dua yazılarını yalayarak firavunun ruhuna taşıyor.
Bu arada Ruh ve Tanrı kavramlarını ne  Yahudi ne Hristiyan nede Müslümanlar icat etmiştir. Bu kavramlar insanlık tarihine lanet antik mısırlılardan geçmiştir. Öldükten sonra ikinci sonsuz yaşamı onlar icat etmiştir. Ölen cesetlerin çürüyüp bozulmasını engellemek için mumyalama tekniklerini geliştirmiş, mumyanın şeklini gösteren shabti veya ushabti dedikleri küçük bir ikonu hazırlayıp üzerine ölünün ismi yazılarak, yüksek sıcaklıkta fırınlarda pişirip porselen yada cam haline getirip mumyanın yanına koymuşlardır. 


Kilden hazırlayıp fırınlamalarının sebebi sağlamlaştırmaktı. Ne kadar sağlam olursa mumya da o kadar dayanıklı olacağına inanıldığı içindi. Kilin içine Lapis Lazuri (Turkuaz) tozu katarak mavi mojayık oluştururlardı. Bu da heykelciyi daha alımlı hale getirirdi. 


Bu büyülü bir ikondur mumyanın bozulmasını engelleyecektir. 
Ayrıca mezara ölünün ikinci hayatında kullanmaya ihtiyaç duyacağı değerli eşyaları koymuşlardır. Mezar hırsızlığını önlemek için, mezar duvarlarına hiyeroglif yazıyla hırsızlar için bet dualar yazmışlardır. Bu bet dualar o kadar meşhurdur ki günümüzde buna, mumya laneti deniyor. Gerçekleşen alışılmadık olaylara mumya laneti diye inanılıyor. 


Ama gerçek yaşam o devirde bile böyle safsataya inanmayan insanlar oluşturmuş, mezarlar soyulmaya devam etmiş. Tek soyulmayan mezar Tutankhamu'nun mezarıdır ki, onun kafasında altın mask bulunmakta idi. 20. yüz yıl kazılarında ele geçirilmiştir.


Firavun Akhenaton güneş tanrısını tek Tanrı olarak kabul etmiş, diğerlerini reddetmiştir. Akhenaton, MÖ 1353-1336 yılları arasında hüküm süren 18. Hanedan'dan bir firavundur. Tahta çıktığında adı Amenhotep IV idi, ancak beşinci yılında adını Akhenaton olarak değiştirdi. Bu isim, "Aton'un hizmetkarı" anlamına gelir. Aton, tek bir güneş tanrısı demektir. 
Antik Mısır'da güzelliğiyle ünlü heykellerde yer alan Nefertiti'de onun karısıydı. Tutankhamu'nun da annesiydi. Yönetimde söz sahibi idi. 


Tek Tanrı kavramı, toplumda kargaşaya neden olduğundan, firavun ölünce yerine geçen oğlu bütün tanrıları geri getirmiştir. 
Yahudiler mısralılarla içli dişli olduğundan bu kavramları mısırlılardan almışlardır. 
Hırstıysan ve Müslümanlar Yahudi hikayelerinin değişik versiyonlarını kendi kutsal kitaplarında oluşturduklarından bu kavramları Yahudilerden almışlardır. 
Yahudilerin Tevrat'ı Hazreti İbrahim'in ve sonraki sülalesinin hayat hikayesinden ibarettir
Halikarnaslı (Bodrumlu) Heredot yazdığı tarih kitabında hem Yunan tanrılarından korkuyor, hem de sorguluyor, bu tanrılar nerden geldi diye. Sonunda Mısır'dan geldiğine karar veriyor.

Atilla: Fasulye deyip geçmeyeceksin. Bizi antik Mısıra kadar getirdi.

O da fasulyenin bir çok faydasından biri olsa gerek!