Fotoğrafta Şavşat, Kayadibi köyündeki evimizin misafir odasının ahşap duvarını kaplayan yün kilimi annem bana hamile iken, doğum yeri olan Karaağaç (Verğunal) köyü Oyüz mahalesınde dokuyup bitirdikten sonra, aynı köy ve aynı mahallede beni doğuruyor. Kilimin alt ortaya yakın kenarında dokunduğu yüzde doğru asılı olan yüzde ters yazılmış '1953 Faiz' yazısı, yazı aslında kilimin dokunduğu yılı ve sahibini belirtiyor, aynı zamanda benim doğduğum yılı ölümsüzleştirmiş.
Annem "Sen doğduktan bir yıl sonra hemen hemen aynı zamanda nufusa kaydetirdik" demişti. Zemheri (Zemheri ayı diğer bir tabirle karakış, 22 Aralık ile 30 Ocak arasındaki 40 günlük dönemi kapsıyor) ayında doğdun demişti. Sen doğduğun yıl Erdem'in babası askerden geldi diye eklemişti.
Fufus cuzdanımda doğum tarihi: 01:12:1954 yazıyor. Kilimdeki tarihten bir yıl sonrayı gösteriyor.
Oldukça küçük olmalıyım ki babamın üvey kız kadeşı, dayımın karısı Nezaket Bibi beni bir bedevraya kundaklamış, anamın kucağına vermiş, böylece bedevraya binerek seyehata başlamış, büyüyüp yetiştiğim Kayadibi ( Sığızır) köyüne gelmişim.
Evliya çelebi ruyasında peygamberi görüyor, şefaat ya resul diyecek yerde heyecandan "Seyehat ya resul" diyor. Böylece üç kıtaya yayılmış Osmanlı topraklarını seyahat edip anılarını ansiklopedık ciltlerde topluyor.
Söylenişe göre cadılar süpürgenin ahşap sapına binip uçarak dunyayı dolaşırlarmış.
Nedendır bilmem ben de doğduğum yerde ahşap bedevra ya binip Seyehata başlamışım. Asya'da ve Avrupa'daki bir çok ülkeyi gezdim. Bunlar: Asya'da Gürcistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Pakistan, İran; Avrupada Yunanistan, İtalya, İspanya, Fransa, İngiltere, Belçika, Holanda, Almanya, Avusturya, Yugoslavya, Bulgaristan bunların yanında, Türkiye'de de Kars'tan Edirne'ye kadar birçok şehri ve kasabayı dolaştım. Bunlardan Artvin'de Şavşat, Hopa ilçeleri, İstanbul'da Top kapı maltepesi, Sultanahmet Ahirkapı, Aksaray, Kıztaşı, Şehremini, Mecidiyeköy, Gültepe, Pendik ilçeleri, Trabzon'da merkez, Ankara'da Güdül ilçesi, Erzincan'da Üzümlü ilçesi, Balıkesır'de Gönen, Bandırma, Erdek ilçeleri, Tekirdağ'da Malkara ilçesinde ikamet ettim. Nerdeyse Turkiyenin en doğusu Artvin ili Şavşat kazasında doğmuş olmama rağmen, en batısı Balıkesir ili Bandırma ilçesi (Kışları) ve Erdek ilçesi Ormanlı köyünde (Yazları) 30 seneden beri ikamet etmekteyim.
İlk okul dördüncü sınıfta Türkiye haritasını sınıfın duvarına astılar.
Atatürk Bandırma vapuruna binip Samsuna çıkmış, memleketi düşmandan kurtarmış düşüncesi beynimize işlendiği için. İlk defa gördüğüm Türkiye haritasında ilk aradığım yer Bandırma oldu. Coğrafi durumu beni hayran bıraktı. Önündeki körfez karşısındaki Kapıdağı yarım adası ileride Paşa limanı, Avşa ve Büyük ada muhteşem bir güzellik sergiliyordu. Arkada Ulubat ve Manyas gölleri coğrafi güzelliğe rek katıyordu. Manyas gölünün sığ olan Kuzey kıyısı Kuş cennetine ev sahipliği yapıyor.
Ayrıca Marmara denizinden körfeze girerken bir kaç küçük ada körfez ağzında, körfezde dalga kıran görevi yapıyor. Benim evimdeki çalişma masamdan görülen körfez ağzını süsleyen bu adalar, çalışmadan kafamı kaldırıp bakınca bütün yorgunluğumu gideriyor, ilerideki denizin devamı içimi sonsuzluk duygusuyla dolduruyor.
Anlıyacağınız daha o zaman çocukken Bandırma'ya göz koymuştum.
Balıkesır'ın ilçelerinden biri olan Ayvalık'ta önünde birçok irili ufaklı ada olan mühteşem bir güzellik sergiliyor. Bilmem ki ömrüm orada da yaşamaya elverecekmi...!
Bandırma merkezi, sanayılelmiş bir kasaba, coğrafi güzelliği yanında ekonomik getirisi bağlı olduğu ilden daha büyük.
İstanbul'a deniz yoluyla kısa bağlantısı var. Günlük çalışan feribot 3,5 saatta gidiyor. İzmir'e demir yolu bağlantısı var. İstanbul ve izmir'e gelen türistler Seyehat için bu yolu kullanmatadır.
Ayvalik coğrafi olarak güzel bir yer Şeytan sofrası denen tepeden güneşin adalar üzerinden denizde batışının seyredildiği ülke çapında muhteşem bir yer.
Diğer yonden kenarda köşede kalmış, Allahın siktir ettiği yer.
Coğrafi güzelliğe bakıp aldanmamak lazım.
Orman köyde çok güzel cennet gibi yer. Fakat insanları zebani. Rahatsız etmedikleri yabancı yok gibi.
Genede Ayvalık'ın içinde yaşamadan değeri anlaşılmaz.







