Türkler dört nala uzak Asya’dan, Ak Deniz’e bir kısrak başı gibi uzanan Anadolu’ya geliyor, maksatları kızıl elmaya varmak. Kızıl elmaya varmak için Viyana’ya kadar ilerlediler.
Türkler Viyana'da durdurulunca
O yıllarda keşfedilen Amerika, Türklerin kızıl elması oluyor. Ama Türkler oraya hiç bir zaman ulaşamıyor.
Tabii atları ve silahlarıyla birlikte. Fakat 100 kadar Türk, esir olarak ulaşıyor.
İzmir Çeşmede demirlemiş Osmanlı donanmasına baskın veren Amerikan gemileri 100 kadar Türkü esir alıp Amerika'ya götürüyorlar.
Göller bölgesine gelen bu Türkler, büyük bir çağlıyanla karşılaşınca hayranlıklarını ifade için "Ne yaygara, ne yaygara" diyorlar. İngilizce bu terim "Niyagara" şeklinde telaffuz ediliyor.
O gün bu gün Niyagara şelalesi bu isimle çağrılıyor.
90'lı yıllarda o Türklerin torunlarından biri Çeşmeye gelmişti.
"Dedelerim buradan Amerika'ya gitmiş ve Ne yaygara diyip Niyagara şelalesinin adını koymuştur" dedi.
(Not: ChatGPT'nin anlattığına göre bu bir espirili şehir efsanesidir. İsmi, Iroquois yerlilerinin dilinden gelmektedir: "Onguiaahra" → zamanla "Niagara" olmuştur. Anlamı: "Boğaz" ya da "dar geçit" gibi coğrafi ifadeleri temsil eder.)
Türkler o kadar çok hayvan beslerlermiş ki. Fet ettikleri topraklarda ki bütün otları kısa sürede otlayıp bitirirlermiş, toprak görünürmüş. Bu nedenle yeni otlakların bulunduğu toprakları fet etmek mecburiyetinde kalırlarmış.
Uzun yıllar Amerika'da Turkleden uzaktaki kızıl elma sessiz sakin yaşadıktan sonra, Apple şirketi kurucusu Stive Jobs elmayı yakalayıp ısırır ondan aldığı tad ve ilhamla bu isimde şirket kurar. Bu şirketle bugün dünyanın en kaliteli akıllı telefonu olan iPhone’i üretiyorlar.
Bizde elmayı ısırmayı biliyoruz. Fakat ısırılmış elmayı işlenmiş mendile koyup sevgiliye göndermekden başka bir ilhan yakalayıp bir şey icat edememişiz.
Mendili işle yolla.
İşle gümüşle yolla.
İçine üç elma koy.
Birini dişla yolla...!
Bir Amerikan atasözü:
"Günde bir elma yiyen kişi eve doktor sokmaz."