Kevork Taşkıran, Gila Haddad'ın gönderisini paylaştı.
İskenderun
,Musa Dağı direnişinde Ermeni kadınların diktiği bayraklar Fransız
savaş gemisinin dikkatini çekmiş, Türk bombardımanı altında kıyıya
yanaşan gemi 4.058 Ermeniyi kurtararak Mısır'ın Port Said limanına
götürmüştü .
Gila Haddad
İskenderun
,Musa Dağı direnişinde Ermeni kadınların diktiği bayraklar Fransız
savaş gemisinin dikkatini çekmiş, Türk bombardımanı altında kıyıya
yanaşan gemi 4.058 Ermeniyi kurtararak Mısır'ın Port Said limanına
götürmüştü .
Aysel Kılıç Karslı ''Musa Dağda 40 gün'' F. Varfel Okumayan varsa okusun diye anmak istedim.
Artemis Diana Musa Dağı, Nur Dağlarının eteklerindedir. 1.000 metre kadar yükseklikte, büyük kayalar ve sık çalılıklarla kaplı sivri ve tek bir blok görümündedir. Verfel adında bir Yahudi tarafından yazılan "Musa Dağı'nda 40 Gün" adındaki kitap Amerika'daki Ermeniler tarafından kendilerine yapılan sözde zulümleri belirtmek için sinema filmi haline getirilmiştir. I. Dünya Harbi'nde çıkan bu olayı, o zaman Halep Valisi olan General Fahrettin Türkkan şöyle anlatır:
"Birinci Dünya Harbi sırasında İtilaf devletlerinin İskenderun Bölgesi kıyılarına bir çıkarma yapacağı sözleri etrafa yaylınca Samandağ Bucağına bağlı yedi Ermeni köyü halkı, hükümete olan vergi borçlarını ödememişler, TSK'nin ihtiyacı için gereken yardımı yapmamışlar ve isyan etmişler ve Musa Dağı'na çıkmışlardır.
Bunun üzerine hükümet emirlerine uymaları için asilere memurlar gönderilmişse de Ermeniler, bunları dinlememiş ve silahla karşı koymuşlardır. Başqa bir çıkar yol bulamayan bölge komutanı Albay Galip, jandarma alayıyla Musa Dağından inen yolları kontrol altına aldırmış ve bizzat kendisi Musa Dağı'na çıkarak son bir defa daha isyancılarla konuşmak istemişse de dağ üzerinde hiçbir kimsenin kalmadığını görmüştür. Yapılan incelemede Ermenilerin denize doğru uzanan bir yamaçtan Akdeniz indikleri anlaşılmıştır. İzleri takip ederek deniz kıyısına kadar inen Albay Galip burada 20-30 kadar hayvan ölüsüyle karşılaşmıştır.
Yapılan araştırmada İskenderun kıyılarını gözetleyen bir Fransız harp gemisinin, Musa Dağı'ndan verilen işaret üzerine kıyıya bir sandal göndererek buradaki Ermeni çete başlarını ve diğer isyancıları gemiye taşıdıkları anlaşılmıştır. Bu konu, Fransız hükümetinden resmen sorularak doğruluğu öğrenilebilir. Daha sonra Musa dağında yapılan araştırmalarda hiçbir insan cesedine rastlanmadığı gibi; yaralı veya hasta bir kimse de bulunamamıştır. Bu bakımdan Yahudi asıllı Verfel tarafından yazılan ve bütün dillere çevrilerek dağıtılan ve filme de alınan bu kitabın konusunun tamamen hayali ve uydurma olduğu, Türkler aleyhinde kamuoyunu yanıltmak için bir propaganda niteliği taşıdığı sonucuna varılmıştır."
Oğuzhan Yazıcı Çetin efendi değil elleriyle parçalamak siz ve sizin gibi Türkler o gemideki Fransızların bastığı toprağı öpmeye Bile layık değilsiniz siz ve sizin gibilerin elbet sonu gelicek
Kevork Taşkıran Çetin Tokay dostuma sitem etmeyiniz.O yalnızca kaygı ve endişelerini dile getirdi sn. Oğuzhan Yazıcı ... :(
Ari Günter Kevork Taşkıran
, İttihatçı zihniyette biri olduğunun farkındasınız sanırım..
Ermenileri Hamidiye katliamından kurtaran Fransız gemisini parçalamak ne
anlama geliyor?
Kevork Taşkıran Çetin Tokay orada "İroni" yapıyor sn. Ari Günter
.Kendisini oldukça yakından tanıdığım ve "Canlı" dostum olduğu
için,benim gibi biri sanırım bunun değerlendirmesini de iyi
yapar.Endişeniz olmasın... (Y)
Çetin Tokay Vay
ahbarigler şalom . Selamın aleyküm, ve dahi kalimeras. Öncelikle yüce
rab ne isterse ne buyurursa o olur diyelim ve edebiyat alemine
Fransalı kalan dostları tenzih edelim. Alegori ve Metafor nedir bilmek
gerekir mi bilemedim ama benim kontratak
dilim bazen işte böyle (Anadolu takımları karşısında hep, daim) ofsayta
düşmeme neden oloor. hatta "Sen hangi tribünün amigosusun lan" diye
had bil - diriliyor. Olsun, ben dönmezem yolumdan "ironi" de bir edebi
hayat sanatıdır. Kevork Ahbarig "canlı" ve heyecanlı dostun olarak
kalmam şhsım ve yüce TÜRK milleti adın önemli. Gerisi İngiliz urganı ile
Fransız şarabı. Çin çin... Bak o da bir dere mi miydi kadim başkentte?
Dün üstünden geçtim de.
Kevork Taşkıran <3 span="">3> ;)
Yanıt yaz...
Çetin Tokay Yanlış yere dizilmişsiniz dostlar. Bakın teknik olarak feysullah bana bu olanağı veriyor. Çok değerli yorumlarınızın nasıl yok olup gideceğini bir tıkla görün istedim. Silinmesini istemediğiniz yorumlarınızı, yorum altına dizmeyiniz. Dışarıyı kişisel olarak diziniz. O zaman ancak ilk fotoyu koyan kaldırısa iletisini yok olursunuz.
Beğen · Yanıtla · Dün, 13:29
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
Aşağıdaki notu Gila Haddad'dın notu altına yazdığım esnada Gila Haddad'ın notunu ve onun altına yazdıgı notlar hakaret içeriyor diye Çetin Tokay tarafından silinmiş. O nedenle kast ettiğim şey tam anlaşılamamaktadır. Fakat Gila Haddad aşağıda açıklama yapmış.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
Aşağıdaki notu Gila Haddad'dın notu altına yazdığım esnada Gila Haddad'ın notunu ve onun altına yazdıgı notlar hakaret içeriyor diye Çetin Tokay tarafından silinmiş. O nedenle kast ettiğim şey tam anlaşılamamaktadır. Fakat Gila Haddad aşağıda açıklama yapmış.
Artemis Diana Sevgili Gila, Entellektüel düşünen bir bayanın ağzindan tüm bir ulusu kast ederek " rezil ve kepaze" kelimelerinin çıkmasını yadırgıyorum. Yukarıda konulan kesin ne olduğu belli olmayan bir haberden böyle sonuçlar çıkarmak doğru değildir. Bir Fransız gemisi Hatay Samandağ bölgesinden Ermenileri kurtarmışmış bunun aslı astarı nedir? Orası o dönemde zaten Suriye bölgesiydi. Ermeniler de savaş esnasında asayışı sağlama maksadıyla, savaş sonrası evlerine dönme kaydıyla tehcirle Suriye bölgesine yerleştiriliyordu. O bölgenin bombalanması sozkonusu olamaz. Kaldıki savaş sonrası Feransızlar o bölgeyı işgal etmeleri nedeniyle orası anayurtan ayrıldı. Ermeniler de geriye evlerine döndürülemedi. Tehcır kanununu incelerseniz bunun böyle olduğunu görursünuz. Tüm tehcire maruz kalan insanların mal varlığı kayıt altına alınmıştı. Savaş herşeyi alt üst etti. Kaldıki bu kanun Ermeniler için çıkarımadı. Savaş esnasında huzuru sağlamak için çıkarildi. Rus oyunlarına kanan talihsiz Ermenilere uygulanmak zorunda kaldı. O tarihte Anadolu'da başka hıristıyan uluslarda vardi. Bunların hiçbirine uygulanmadı. Osmanlı yönetimi boyunca her azınlık kendi bölgesinde özgürce yaşayıp. Ticaret ve sanat faaliyerlerini geliştirdi. Anadolu'da yapılan her tarihi eserde ermeni ustaların emeği vardır. Böbürlendiğimiz Mimar Sinan devşirilerek yetiştirilen bir Ermeni asıllı ailenin çocuğudur. Ruhisu yine yetim kalan müslman bir aileye verilen bir ermeni ailenin çocuğudur. Her ulusun değerli insanları vardır. Hata her zaman hatadır. Tehcir de bir hataydı. Gönul dilerdiki uluslar böyle hataları yapmaya mecbur kalmasın. Birbirimizi azarlamayla hiç bir yere çıkamayız. Bizde bir ata sözü var. "Hatanın neresinden dönersen kardır" Gelin bu korkunç hatayı düzeltelim. :o
Beğen · Yanıtla · · Düzenlendi
Kevork Taşkıran Bu ,aynîyle olmuş olan bir vakâ.İsimleri,geminin kaptanı ve gemi de dâhil olmak üzere.Ayrıca o topraklar,o zaman diliminde hâlâ Osmanlı Devleti'ne aitti."Ezber"e konuşmak pek etik değil sanırım.Kendimizden başkasını inandıramayız.Hele ki konunun bilenleri için bu daha da olanaksız olur."Çâhil"likle yorumlanmamız da cabası...Haklısınız ; "Gelin bu korkunç hatâyı düzeltelim."
"Amacını aşan üslûp"lar konusunda,sanırım benzer düşünüyoruz...Saygılar...
Kevork Taşkıran Bu ,aynîyle olmuş olan bir vakâ.İsimleri,geminin kaptanı ve gemi de dâhil olmak üzere.Ayrıca o topraklar,o zaman diliminde hâlâ Osmanlı Devleti'ne aitti."Ezber"e konuşmak pek etik değil sanırım.Kendimizden başkasını inandıramayız.Hele ki konunun bilenleri için bu daha da olanaksız olur."Çâhil"likle yorumlanmamız da cabası...Haklısınız ; "Gelin bu korkunç hatâyı düzeltelim."
"Amacını aşan üslûp"lar konusunda,sanırım benzer düşünüyoruz...Saygılar...
Kevork Taşkıran Bu
arada İsmail Dindar'ın kaleme aldığı ve aynı döneme tekâbül
eden,Süryaniler'in başlarına gelenleri dillendirdiği "Seyfo" adlı
kitabını öneririm.(Evrensel Basım Yayın)
Artemis Diana Kevork Taşkıran
Bey böyle bir hadisenin gerçekleştiği doğrudur. Fakat olay burada
farklı mecralara çekilmektedir. " I. Dünya Harbi'nde çıkan bu olayı, o
zaman Halep Valisi olan General Fahrettin Türkkan şöyle anlatır:
"Birinci Dünya Harbi sırasında İtilaf devletlerinin İskenderun Bölgesi kıyılarına bir çıkarma yapacağı sözleri etrafa yayılınca Samandağ Bucağına bağlı yedi Ermeni köyü halkı, hükümete olan vergi borçlarını ödememişler, TSK'nin ihtiyacı için gereken yardımı yapmamışlar ve isyan etmişler ve Musa Dağı'na çıkmışlardır.
Bunun üzerine hükümet emirlerine uymaları için asilere memurlar gönderilmişse de Ermeniler, bunları dinlememiş ve silahla karşı koymuşlardır. Başka bir çıkar yol bulamayan bölge komutanı Albay Galip, jandarma alayıyla Musa Dağından inen yolları kontrol altına aldırmış ve bizzat kendisi Musa Dağı'na çıkarak son bir defa daha isyancılarla konuşmak istemişse de dağ üzerinde hiçbir kimsenin kalmadığını görmüştür. Yapılan incelemede Ermenilerin denize doğru uzanan bir yamaçtan Akdeniz indikleri anlaşılmıştır. İzleri takip ederek deniz kıyısına kadar inen Albay Galip burada 20-30 kadar hayvan ölüsüyle karşılaşmıştır.
Yapılan araştırmada İskenderun kıyılarını gözetleyen bir Fransız harp gemisinin, Musa Dağı'ndan verilen işaret üzerine kıyıya bir sandal göndererek buradaki Ermeni çete başlarını ve diğer isyancıları gemiye taşıdıkları anlaşılmıştır." Eyer zamanınız varsa bu yazının tamamını Aysel Kılıç Karslının baştaraftaki notunun altına koyduğum nottan okuyabilirsiniz.
"Birinci Dünya Harbi sırasında İtilaf devletlerinin İskenderun Bölgesi kıyılarına bir çıkarma yapacağı sözleri etrafa yayılınca Samandağ Bucağına bağlı yedi Ermeni köyü halkı, hükümete olan vergi borçlarını ödememişler, TSK'nin ihtiyacı için gereken yardımı yapmamışlar ve isyan etmişler ve Musa Dağı'na çıkmışlardır.
Bunun üzerine hükümet emirlerine uymaları için asilere memurlar gönderilmişse de Ermeniler, bunları dinlememiş ve silahla karşı koymuşlardır. Başka bir çıkar yol bulamayan bölge komutanı Albay Galip, jandarma alayıyla Musa Dağından inen yolları kontrol altına aldırmış ve bizzat kendisi Musa Dağı'na çıkarak son bir defa daha isyancılarla konuşmak istemişse de dağ üzerinde hiçbir kimsenin kalmadığını görmüştür. Yapılan incelemede Ermenilerin denize doğru uzanan bir yamaçtan Akdeniz indikleri anlaşılmıştır. İzleri takip ederek deniz kıyısına kadar inen Albay Galip burada 20-30 kadar hayvan ölüsüyle karşılaşmıştır.
Yapılan araştırmada İskenderun kıyılarını gözetleyen bir Fransız harp gemisinin, Musa Dağı'ndan verilen işaret üzerine kıyıya bir sandal göndererek buradaki Ermeni çete başlarını ve diğer isyancıları gemiye taşıdıkları anlaşılmıştır." Eyer zamanınız varsa bu yazının tamamını Aysel Kılıç Karslının baştaraftaki notunun altına koyduğum nottan okuyabilirsiniz.
Beğen · Yanıtla · Az önce
Kevork Taşkıran Kadın,çoluk
çocuk,genç,ihtiyar tümü "Çete başı ve isyancı" bunların...Bir anda bir
vergi borcu peydahlanıyor ve bu borç ödenmiyor.Tüm
bunlar,telekominikasyonun tüm hızlı olanaklarıyla birkaç gün içinde
alınan haberlerle,oradaki pıçırık köylüler "Çete"lere
dönüşüp isyân ediyorlar,boylarına-poslarına,sayılarına
bakmadan.Ellerindeki "Silahlar" da muhteşem bu arada..."Tehcir"e de
direnmişler..."Ölüme isyân etmişler." bir de...Haklısınız ; "yazışmalar
,raporlar" mükemmel...Elan,şimdilerde de olduğu gibi hep "Yanlış
anlaşılmış" o zamanlar da herşey...(?)
Sizin söyleminizle:"Gelin bu korkunç hatâyı düzeltelim." ve İnsanlar da artık "Hep yanlış anlamasınlar"... <3 span="">3>
Sizin söyleminizle:"Gelin bu korkunç hatâyı düzeltelim." ve İnsanlar da artık "Hep yanlış anlamasınlar"... <3 span="">3>
Kevork Taşkıran Önerdiğim kitabı da lütfen göz ardı etmeyiniz....
Gila Haddad Sayın arkadaş ,Emperyalizmin ortoduğu ve bölgemizdeki en ateşli maşası olan TC'nin emperyilizme her koldan gönüllü taşeron olma gerçeğini göz ardı ederek , bizlere emperyalist yakıştırmasında bulunan birine söylenmesi gereken ne varsa hepsini söyledim .
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak, fikri bile olmadan papağan gibi aynı şeyleri anlatarak zaman israfında bulunmakda terbiyesizliktir.
Ermeniler bu toprakların göçebeleri, sığıntıları, ordan burdan farklı nedenlerle kaçanları değildir ,bu topraklarda ulus olarak ortaya çıkmış 4000 yıllık bir maziye sahiptir .
Türk faşizminin Ermeni milletini ortadan kaldırma eylemi 1915 de başladı, Fransızların bölgeye gelmeleri 1919'da oldu , hangi mantıkla 1915 soykırım ve tehcir yaşayan Ermenilerin 1919'da tehcir edildiklerini söyleyebiliyorsunuz ?
Türkler güvenlikten yana kaygı taşısalardı göçebeliğe alışık olan Türk milletini Suriye çöllerine iskan ederdi oysa Talat paşa denilen azılı Soykırımcı katil daha 1914 yılında "Eğer Türkleri suyun ve yiyeceğin olmadığı bu yerlere gönderecek olsam tek bir tanesi sağ çıkamaz" diyordu .
Ermenilerin mal mülklerinin güvence altına alındığı koca bir kuyruklu yalandır, Ermenileri ortadan kaldırma niyetinin en belirgen nedenlerinden bir tanesi zaten Ermeni sermayesini ele geçirmekti .Soykırım da Suriye çöllerine sürülen yüzbinlerce insanın içinde bulundukları sefil durum zaten yağma talanın boyutunu göstermeye yetmiyor mu ? Bugün Erdirne'den Kars'a kadar binlerce Ermeni köyü Müslüman ahali arasında parsellenmiş, Ermeni müklkleri iç edilmiş , Ermeni sermayesinin Envali Metruke kanunları ile nasıl devletin eline geçtiğine dair detaylı belgeler bilgiler verilmiştir .
Tarih boyunca Rusların boyundurluğu altına giren Türk milletlerinin sayısı Ermenilerden fersah fersah fazladır , bu Türk halkları Rus boyundurluğu altına girmeyi bugün bile festivallerle kutlamaktadırlar , Azeriler'den tutun Kazaklara kadar 100 milyon Türki ulus tarih boyunca Ruslara karşı direniş göstermek bir yana her alanda Ruslara tabi olmuştur .Tıpkı Türklerin Ameriken emperyalizmine hizmet etmeleri gibi Ruslara tabi olan Türkler Ruslara hizmet etmiştir , dolayısıyla soykırıma kılıf bulurken Rus yandaşlığını ortaya atarken aynı Rusların İŞİD destekçisi Türk milleti ile Suriye'de kapışmasına ne diyeceksiniz ?
Resmi tarihe değil soykırıma uğrayanların anlattıklarına kulak veriniz .
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak, fikri bile olmadan papağan gibi aynı şeyleri anlatarak zaman israfında bulunmakda terbiyesizliktir.
Ermeniler bu toprakların göçebeleri, sığıntıları, ordan burdan farklı nedenlerle kaçanları değildir ,bu topraklarda ulus olarak ortaya çıkmış 4000 yıllık bir maziye sahiptir .
Türk faşizminin Ermeni milletini ortadan kaldırma eylemi 1915 de başladı, Fransızların bölgeye gelmeleri 1919'da oldu , hangi mantıkla 1915 soykırım ve tehcir yaşayan Ermenilerin 1919'da tehcir edildiklerini söyleyebiliyorsunuz ?
Türkler güvenlikten yana kaygı taşısalardı göçebeliğe alışık olan Türk milletini Suriye çöllerine iskan ederdi oysa Talat paşa denilen azılı Soykırımcı katil daha 1914 yılında "Eğer Türkleri suyun ve yiyeceğin olmadığı bu yerlere gönderecek olsam tek bir tanesi sağ çıkamaz" diyordu .
Ermenilerin mal mülklerinin güvence altına alındığı koca bir kuyruklu yalandır, Ermenileri ortadan kaldırma niyetinin en belirgen nedenlerinden bir tanesi zaten Ermeni sermayesini ele geçirmekti .Soykırım da Suriye çöllerine sürülen yüzbinlerce insanın içinde bulundukları sefil durum zaten yağma talanın boyutunu göstermeye yetmiyor mu ? Bugün Erdirne'den Kars'a kadar binlerce Ermeni köyü Müslüman ahali arasında parsellenmiş, Ermeni müklkleri iç edilmiş , Ermeni sermayesinin Envali Metruke kanunları ile nasıl devletin eline geçtiğine dair detaylı belgeler bilgiler verilmiştir .
Tarih boyunca Rusların boyundurluğu altına giren Türk milletlerinin sayısı Ermenilerden fersah fersah fazladır , bu Türk halkları Rus boyundurluğu altına girmeyi bugün bile festivallerle kutlamaktadırlar , Azeriler'den tutun Kazaklara kadar 100 milyon Türki ulus tarih boyunca Ruslara karşı direniş göstermek bir yana her alanda Ruslara tabi olmuştur .Tıpkı Türklerin Ameriken emperyalizmine hizmet etmeleri gibi Ruslara tabi olan Türkler Ruslara hizmet etmiştir , dolayısıyla soykırıma kılıf bulurken Rus yandaşlığını ortaya atarken aynı Rusların İŞİD destekçisi Türk milleti ile Suriye'de kapışmasına ne diyeceksiniz ?
Resmi tarihe değil soykırıma uğrayanların anlattıklarına kulak veriniz .
Artemis Diana Notumu tekrar gözden geçirebilirsiniz. Ben tehcirin tarihiyle ilgili herhangi bir açıklama yapmadım. 1915 savaşın başlangıcı doğrudur. Fransızlarında burayı savaşın sonunda işgal ettiklerini söyledim. Yani 1919. Talat Paşa bu konuda günah keçisi ilan edilmiştir. Savaş sonrası kaçtığı Almanya'da tehcire uğrayan bir Ermeni tarafından öldürülmüştür. Demokrasiyla övünen bu ülke katil olduğunu açıkça söyleyen bu adamı haklı gösterip serbest bırakmıştır. Eğer Talat Paşa'nın anılarını okursanız. Kendi ağzından tehcire karşı oluğunu soyluyor. Osmanlı mebusan meclisinden bu kanun çıktıktan sonra. "Ben uygulamasını uzun süre engelledim." diyor. Bir Rus komutanin günlüyünden alıntılar yapıyor. Rusların işgal etiği köylerde Rus komutanı hayrete düşüren Ermeni militanların müslüman aileleri nasıl katletiklerini anlatıyor. "Bu olayların üzerüne meclisın ağır baskısı yüzünden tehcir kanunu uygulamak mecburiyetinde kaldık" diyor. Buda gösteriyorki Talat paşa tehcirin tek sorumlusu değildir. Sadrazam olması nedeniyle öyle gözukse bile! Suriye'yi seçmelerinin nedeni güvenli bölge olduğu, Savaşın oraya kadar sışrıyacağını tahmin edemedikleri için. Aynı zamanda Ermenilerin çoğunlukta yaşadığı en yakın bölge. Ateşkes ilan edildikten sonra yasadışı İngilizlerin Petrol bölgesi Musulu işgal ettiler. Ortakları Fransızlar sesini çıkarmasınlar diye arpalık olaran Suriyeyide Fransızlara bıraktılar. Bu olaylar olurken artık Osmanlıda bir devletten bahsedilemez. Meclisin çıkardığı tehcir yasasında belirtilen savaş sonrası mülklerine geri dönecekler. Maddesini uygulayacak ne bir devlet nede osmanlı mebusan meclisi vardir. İngilizler İstanbulu işgal ettikleri gibi mecliside basıp dağıttılar. Suriyede kendi kaderleriyle başbaşa kalan Ermeniler. Sadece Fransız merhametine muhtaçtılar. Bu emperyalis devlet nekadar merhamet ettiyse artık...! Tehcire tabi olan ermeniler gerçekten yollarda ve gittiklri yerlerde büyük acılar çekmiştir. Yollarda Kürt eşkiyalar önlerini kesip ellerindeki malları alabilmek için onları katletmişlerdir. O bölgede henuz tren yoluda yoktur aşırı yol koşulları, hastalıklar telef olmalarına neden olmuştur. Bu olay gerçekten bir insanlık suçudur. Telat paşa anılarında bunu da itiraf etmiştir. " Savaş nedeniyle kafilelere yeterince güvenlik kuvveti veremediğimiz için bizim ummadığımız olaylar oluştu. Ihmali olanları yargıladık idam ettik. Ama bu hiçbir şey çözmedi" diyor. Bahsettiğin Türk devletlerinin hepsini 1977 yılında gezdim. Hiç biri istedikleri için bolşevik idaresi altına girmemiş bunlar çarlık rusyası döneminde zaten işgal altındaymış. Yoğun mucadele vermişler ama rus boyunduyuğunda kurtulamamışlar. Ruslara hiç biri sempati duymuyor. Sadece korkuyorlar. Tehciri uygulayan Enver Paşa savaş sonrası Almanya'ya kaştıktan sonra Türk devletlerine Rusyaya karşı yardim etmek için bu bölgeye gelmiştir. Tacekistan'da Ruslara karşı savaşırken öldürülmüştür. Son zamanlarda Gürcistan ve Ukrayna, Özbekistan olaylarını gayet iyi biliyorsun. Hepsi hala Rus baskısı altında. Son günlerde Rusyanın Suriyede yaptiklari zaten kamuoyunun önünde. Tasfif edilecek hiç bir tarafı yok. Bu not çok uzun oldu. Birdahakinde size Techit kanununun tam metnini vereceğim. Saygılarımla.
Yanıt yaz...
Çetin Tokay Zaten ideolojik ayrımımız "bayan" da başlıyor. Gerisi için bu kadr tez yazmaya bile gerek yok Gila. Yine de iyi ve gerekli bir bilgi. Okumak istemiyorum ben bu "Rezil ve kepaze" bilgiyi diyene ne denir? Biz demiyelim literatür desin. F klavye hazretleri.
Beğen · Yanıtla · 1 ·
Vakt-i seferde (savaş sırasında) icraat-i hükûmete karşı gelenler içün
cihet-i askeriyece (askerî yönden) ittihaz olunacak tedabir (alınacak
olan tedbirler) hakkında kanun-i muvakkat (geçici kanun).
Madde 1:
f1. Vakt-i seferde ordu ve kolordu ve fırka (tümen) kumandanları ve bunlarin vekilleri ve müstakil mevki kumandanlari ahâli tarafından herhangi bir suretle evamir-i hükûmete (hükûmetin emirlerine) ve müdafaa-i memlekete (ülkenin savunmasına) ve muhafaza-i asayişe müteallik (ilişkin) icraat ve tertibata karşı muhalefet ve silâhla tecavüz mukavemet görürlerse, derakap (hemen) kuvve-i askeriye (askerî güçler) ile en şiddetli surette te'dibat yapmağa (akıllarını başlarına getirmeye) ve tecavüz ve mukavemeti (direnmeyi) esasından imha etmeye (yok etmeye) mezun (görevli) ve mecburdurlar.
Madde 2:
f1. Ordu ve müstakil kolordu ve fırka kumandanları, icabat-i askeriyeye (askerliğin gerektirdiği kurallara) mebnî (dayanarak) veya casusluk ve hıyanetlerini hissettikleri kurâ (köyler) ve kasabat (kasabalar) ahâlisini münferiden (tek olarak) veya müctemi'an (toplu olarak) diğer mahallere sevk ve iskân ettirebilirler.
Madde 3:
f1. İş bu kanun tarih-i nesrinden mu'teberdir. (yayın tarihinden itibaren yürürlüğe girer)
Madde 4:
f1. İş bu kanunun mer'iyyet-i ahkâmina (hükümlerini yürütmeye) başkumandan vekili ve harbiye nazırı memurdur. Meclis-i umumînin (genel meclisin) içtima'ında (toplantısında) kanuniyeti teklif olunmak üzere iş bu lâyiha-i kanuniyenin (kanun metninin) muvakkaten (geçici olarak) mevki'-i mer'iyyete (yürürlük mevkiine) vaz'ini (koyulmasini) ve kavanin-i devlete (devletin kanunlarına) ilâvesini irade eyledim. (emir buyurdum)
13 Receb 1333, 14 Mayıs 1915
Mehmed Reşad
Sadrazam Başkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı Mehmed Said Enver
**İçeriği **
"Tehcir Kanunu" olarak bilinen; fakat geçici kanun mahiyetinde olan ve asıl adı "Savaş zamanında hükümet uygulamalarına karşı gelenler için asker tarafından uygulanacak önlemler hakkında geçici kanun" 27 Mayıs 1915 tarihinde kabul edilmiştir[4]. Kanun, 1 Haziran 1915 günü dönemin Resmi Gazetesi Takvim-i Vekayi'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir[5].
Söz konusu geçici kanunun birinci maddesi; ordu, kolordu ve fırka komutanlarına, savaş sırasında Hükümetin emirlerine, ülkenin savunulmasına ve huzurun korunmasına karşı çıkanlara, silâhlı saldırı veya direnişte bulunanlara karşı derhal askeri önlem alma, tecavüz ve direniş sırasında isyancıları yok etme yetkisi vermektedir. İkinci madde ise aynı komutanlara, casusluk ve vatana ihanet ettikleri anlaşılan köy ve kasaba halkını, tek tek veya toplu halde başka yerlere sevk ve iskân ettirme yetkisi vermektedir.
10 Haziran'da çıkarılan bir kararname ile, nakledilen kişilerin mallarının nasıl tasarruf edileceği açıklandı. Bir başkan ile, biri idari diğeri de maliyeci olmak üzere iki üyeden oluşan Terkedilmiş Mallar Komisyonu kurulmuştur. Bu komisyonların amacı boşaltılan köy ve kasabalardaki Ermenilere ait malları tespit ederek, ayrıntılı defterlerini tutmaktır. Bu defterlerden biri bölgesel kiliselerde korunacak, biri bölge yönetimine verilecek, biri de komisyonda kalacaktır. Bozulabilir eşya ile hayvanlar açık arttırma ile satılarak parası korunacaktır. Komisyon gönderilmeyen yerlerde, bildiri hükümlerini bölgelerdeki görevliler yerine getirecektir. Bu malların Ermeniler dönünceye kadar korunmasından hem komisyon, hem de bölge yöneticileri sorumlu olacaktır.
Kanuna tabi olanlar
Yer değiştirme kararı bütün Ermenilere uygulanmamıştır. Katolik ve Protestan mezhebinde bulunan Ermenilerin yanı sıra, Osmanlı ordusunda subay ve sıhhiye sınıflarında hizmet gören Ermeniler ile Osmanlı Bankası şubelerinde ve bazı konsolosluklarda çalışan Ermeniler devlete sadık kaldıkları sürece göçe tabi tutulmamışlardır. Öte yandan, hasta, özürlü, sakat ve yaşlılar ile yetim çocuklar ve dul kadınlar da sevke tabi tutulmamış, yetimhaneler ve köylerde koruma altına alınarak ihtiyaçları devletçe, Göçmen Ödeneği'nden karşılanmıştır. Yer değiştirme uygulamasına tabi tutulan nüfus içerisinde yer alan Halep'teki 26.064 Ermeni nüfusu, göç ettirilenler içerisine dahil edilmemiştir.
Uygulama emirleri, planları
Erzurum, Van ve Bitlis vilayetlerinde bulunan Ermenilerin, Musul'un güney kısmı, Zor ve Urfa sancağına; Adana, Halep, Maraş civarında bulunan Ermeniler ise Suriye'nin doğu kısmı ile Halep'in doğu ve güneydoğusuna nakledilmesi planlanmıştır.
Uygulanması
Liste Tehcir edilen Ermeni vatandaşların sayılarını göstermektedir.
tehcirden etkilenen vatandaşlar Şehir Gönderilen Kalan Adana 14.000 15-16.000 Ankara (Başkent) 21.236 733 Aydın 250
Birecik 1.200
Diyarbakir 20.000
Dörtyol 9.000
Erzurum 5.500
Eskisehir 7.000
Giresun 328
Görele 250
Halep 26.064
Haymana 60
Izmir 256
Izmit 58.000
Kaliacik 257
Karahisari sahib 5.769 2222 Kayseri 45.036 4.911 Keskin 1.169
Kirsehir 747
Konya 1.900
Kütahya 1.400
Mamuretülaziz 51.000 4.000 Maras 8.845
Nallihan 479
Ordu 36
Persembe 390
Sivas 136.084 6.055 Sungurlu 576
Sürmene 290
Tirebolu 45
Trabzon 3.400
Ulubey 30
Yozgat 10.916
Toplam 422.758 32.766
Gila Haddad Böyle
hikayelerle insanları ve kendinizi kandırdığınızı düşünürken günlük
olarak gazetelerde yayınlanan haberleri neden okuma gereği duymazsınız ?
Mesela Agos da sayısız haber çıkıyor ama okumuyorsunuz ve bu deli saçmalığına inanmamızı bekliyorsunuz . http://www.agos.com.tr/.../ankaradaki-arsivler-acilirsa...
Tehcir Kanunu...
________________________________________
Tehcir Kanunu (resmî adıyla Sevk ve İskân Kanunu )27 Mayıs 1915'de savaş halinde devlet yönetimine karşı gelenler için askeri birliklerce tedbir almak için çıkarılan kanun. Ermenilere uygulanmıştır.
________________________________________
Tehcir Kanunu (resmî adıyla Sevk ve İskân Kanunu )27 Mayıs 1915'de savaş halinde devlet yönetimine karşı gelenler için askeri birliklerce tedbir almak için çıkarılan kanun. Ermenilere uygulanmıştır.
Madde 1:
f1. Vakt-i seferde ordu ve kolordu ve fırka (tümen) kumandanları ve bunlarin vekilleri ve müstakil mevki kumandanlari ahâli tarafından herhangi bir suretle evamir-i hükûmete (hükûmetin emirlerine) ve müdafaa-i memlekete (ülkenin savunmasına) ve muhafaza-i asayişe müteallik (ilişkin) icraat ve tertibata karşı muhalefet ve silâhla tecavüz mukavemet görürlerse, derakap (hemen) kuvve-i askeriye (askerî güçler) ile en şiddetli surette te'dibat yapmağa (akıllarını başlarına getirmeye) ve tecavüz ve mukavemeti (direnmeyi) esasından imha etmeye (yok etmeye) mezun (görevli) ve mecburdurlar.
Madde 2:
f1. Ordu ve müstakil kolordu ve fırka kumandanları, icabat-i askeriyeye (askerliğin gerektirdiği kurallara) mebnî (dayanarak) veya casusluk ve hıyanetlerini hissettikleri kurâ (köyler) ve kasabat (kasabalar) ahâlisini münferiden (tek olarak) veya müctemi'an (toplu olarak) diğer mahallere sevk ve iskân ettirebilirler.
Madde 3:
f1. İş bu kanun tarih-i nesrinden mu'teberdir. (yayın tarihinden itibaren yürürlüğe girer)
Madde 4:
f1. İş bu kanunun mer'iyyet-i ahkâmina (hükümlerini yürütmeye) başkumandan vekili ve harbiye nazırı memurdur. Meclis-i umumînin (genel meclisin) içtima'ında (toplantısında) kanuniyeti teklif olunmak üzere iş bu lâyiha-i kanuniyenin (kanun metninin) muvakkaten (geçici olarak) mevki'-i mer'iyyete (yürürlük mevkiine) vaz'ini (koyulmasini) ve kavanin-i devlete (devletin kanunlarına) ilâvesini irade eyledim. (emir buyurdum)
13 Receb 1333, 14 Mayıs 1915
Mehmed Reşad
Sadrazam Başkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı Mehmed Said Enver
**İçeriği **
"Tehcir Kanunu" olarak bilinen; fakat geçici kanun mahiyetinde olan ve asıl adı "Savaş zamanında hükümet uygulamalarına karşı gelenler için asker tarafından uygulanacak önlemler hakkında geçici kanun" 27 Mayıs 1915 tarihinde kabul edilmiştir[4]. Kanun, 1 Haziran 1915 günü dönemin Resmi Gazetesi Takvim-i Vekayi'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir[5].
Söz konusu geçici kanunun birinci maddesi; ordu, kolordu ve fırka komutanlarına, savaş sırasında Hükümetin emirlerine, ülkenin savunulmasına ve huzurun korunmasına karşı çıkanlara, silâhlı saldırı veya direnişte bulunanlara karşı derhal askeri önlem alma, tecavüz ve direniş sırasında isyancıları yok etme yetkisi vermektedir. İkinci madde ise aynı komutanlara, casusluk ve vatana ihanet ettikleri anlaşılan köy ve kasaba halkını, tek tek veya toplu halde başka yerlere sevk ve iskân ettirme yetkisi vermektedir.
10 Haziran'da çıkarılan bir kararname ile, nakledilen kişilerin mallarının nasıl tasarruf edileceği açıklandı. Bir başkan ile, biri idari diğeri de maliyeci olmak üzere iki üyeden oluşan Terkedilmiş Mallar Komisyonu kurulmuştur. Bu komisyonların amacı boşaltılan köy ve kasabalardaki Ermenilere ait malları tespit ederek, ayrıntılı defterlerini tutmaktır. Bu defterlerden biri bölgesel kiliselerde korunacak, biri bölge yönetimine verilecek, biri de komisyonda kalacaktır. Bozulabilir eşya ile hayvanlar açık arttırma ile satılarak parası korunacaktır. Komisyon gönderilmeyen yerlerde, bildiri hükümlerini bölgelerdeki görevliler yerine getirecektir. Bu malların Ermeniler dönünceye kadar korunmasından hem komisyon, hem de bölge yöneticileri sorumlu olacaktır.
Kanuna tabi olanlar
Yer değiştirme kararı bütün Ermenilere uygulanmamıştır. Katolik ve Protestan mezhebinde bulunan Ermenilerin yanı sıra, Osmanlı ordusunda subay ve sıhhiye sınıflarında hizmet gören Ermeniler ile Osmanlı Bankası şubelerinde ve bazı konsolosluklarda çalışan Ermeniler devlete sadık kaldıkları sürece göçe tabi tutulmamışlardır. Öte yandan, hasta, özürlü, sakat ve yaşlılar ile yetim çocuklar ve dul kadınlar da sevke tabi tutulmamış, yetimhaneler ve köylerde koruma altına alınarak ihtiyaçları devletçe, Göçmen Ödeneği'nden karşılanmıştır. Yer değiştirme uygulamasına tabi tutulan nüfus içerisinde yer alan Halep'teki 26.064 Ermeni nüfusu, göç ettirilenler içerisine dahil edilmemiştir.
Uygulama emirleri, planları
Erzurum, Van ve Bitlis vilayetlerinde bulunan Ermenilerin, Musul'un güney kısmı, Zor ve Urfa sancağına; Adana, Halep, Maraş civarında bulunan Ermeniler ise Suriye'nin doğu kısmı ile Halep'in doğu ve güneydoğusuna nakledilmesi planlanmıştır.
Uygulanması
Liste Tehcir edilen Ermeni vatandaşların sayılarını göstermektedir.
tehcirden etkilenen vatandaşlar Şehir Gönderilen Kalan Adana 14.000 15-16.000 Ankara (Başkent) 21.236 733 Aydın 250
Birecik 1.200
Diyarbakir 20.000
Dörtyol 9.000
Erzurum 5.500
Eskisehir 7.000
Giresun 328
Görele 250
Halep 26.064
Haymana 60
Izmir 256
Izmit 58.000
Kaliacik 257
Karahisari sahib 5.769 2222 Kayseri 45.036 4.911 Keskin 1.169
Kirsehir 747
Konya 1.900
Kütahya 1.400
Mamuretülaziz 51.000 4.000 Maras 8.845
Nallihan 479
Ordu 36
Persembe 390
Sivas 136.084 6.055 Sungurlu 576
Sürmene 290
Tirebolu 45
Trabzon 3.400
Ulubey 30
Yozgat 10.916
Toplam 422.758 32.766
Mesela Agos da sayısız haber çıkıyor ama okumuyorsunuz ve bu deli saçmalığına inanmamızı bekliyorsunuz . http://www.agos.com.tr/.../ankaradaki-arsivler-acilirsa...
Artemis Diana Cemal
Paşa odönemde Ortadoğuda görevli olduğu için, hatıralarında Suriye'ye
gönderilen Ermenilere yardımda bulunduğundan bahseder. Ne yazıkki savaş
sonrsı kaçtığı Almanya'dan geldiğı Kafkasya'da yine Talat paşa gibi o da
Ermeniler tarafından öldürüldü...! Güzel bir yazı linki koyduğunuz için teşekür ederim Gila Haddad.
Beğen · Yanıtla · Az önce
Gila Haddad Fotoğrafta
görüldüü gibi ,acaba ebeveyenleri öldürdükleri Ermeni yetimlerini
Lübnan Antoura Yetimhanesinde Halide Edip ili birlikte nasıl
Türkleştidiklerini de yazıyor mu ?
Soykırımın maddelerinden biri de "Bir halkın çocuklarını başka bir halka transfer etmektir ".
Soykırımın maddelerinden biri de "Bir halkın çocuklarını başka bir halka transfer etmektir ".
Beğenmekten Vazgeç · Yanıtla · 2 ·
Vercihan Zifliyan Ne
yazık ki tarihçilerin verilerine göre Musa Dağdan kurtulan erkekler
Fransızlar tarafından savaşta cepheye sürüldü. Fransa için çarpışanlar
cephede yaşamlarını kaybetti. Gerçek tarih çok şey anlatıyor da
duyduklarımızla yetiniyoruz.